Beyana dayalı vergilendirmeyi öngören çağdaş vergi sistemlerinde, sağlıklı vergilendirmenin önemli unsurlarından biri de yapılan beyanların ve vergilendirmeyi ilgilendiren olayların izlenmesi ve kontrolüdür. Bu maksatla Vergi Usul Kanunu'muzda yoklama, inceleme, bilgi isteme, sürekli bilgi verilmesini sağlama gibi çeşitli yöntemler geliştirilmiştir.
Vergi incelemesi, bir vergi hukuku müessesesi olmakla birlikte, aynı zamanda idare hukukunun da konusudur. Vergi incelemesi yapmak, beyanların doğruluğunu araştırmak ve incelemek idarenin hakkı olduğu kadar, aynı zamanda da ödevidir. İdarenin bir işlevi söz konusu olduğundan, bu işleve ilişkin yetkilerin ve usulün de kanunla ve kanunun öngördüğü sınırlar içerisinde alt mevzuatla belirlenmesi ve düzenlenmesi gerekmektedir.
Vergi incelemesinin sınırları, önemli bir konudur. Bu sınırlar, yetkililerin belirlenmesinden yetkilerinin belirlenmesine, incelemeye tabi olacaklardan incelemeye ilişkin ödevlere kadar geniş bir alanı kapsar. Nitekim bu konuda başta Vergi Usul Kanunu olmak üzere çeşitli kanunlarda, bu kanunlara göre oluşturulmuş yönetmelik, genel tebliğ gibi düzenlemelerde pek çok hüküm yer almıştır.
Mevzuatta bu kadar ayrıntılı düzenlemelere yer verilmesinin bir sebebi de, konunun mükellef hakları ile yakından ilgili olmasıdır. İncelenecek kişilerin seçimi, inceleme veya incelenme sebepleri, inceleme elemanının yöneltebileceği talepler, verebileceği süreler, hazırlayacağı tutanaklar, inceleme sırasında mükellefin alabileceği hizmetler, müşavir yardımı alma hakkı, gizleme veya susma hakkı, inceleme sırasında kayıtlarına ulaşma hakkı, dinlenme ve savunma hakları gibi pek çok konu mükellef hakları ile yakından ilgili olup aynı zamanda idarenin inceleme yetkisinin de sınırlarını çizen konulardır.
Ancak bu mükellef hakları, idarenin yetki sınırları açısından önemli olmakla birlikte, karmaşık mevzuatta dağınık olarak ve bir hakkı değil de idareye yönelik yetki sınırları şeklindeki ifadelerle düzenlenmiştir.
Bu karmaşık konuyu hem idari düzenlemeler hem de mükellef hakları yönünden hem vergi hukuku hem de idare hukuku açısından irdeleyen bir çalışma geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Bu yazımda bu çalışmayı duyurmak istiyorum. Marmara Üniversitesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı mensuplarından ve daha önce “Türk Vergi Hukukunda Bilirkişilik”, “Vergi Denetimi Mevzuatı” gibi kitapların yazarı Dr. Başar Soydan tarafından kaleme alınan “Türk Vergi Hukukunda Vergi İncelemesi” adlı kitap, aslında bir doktora tezi olmakla birlikte, içerisinde pek çok Danıştay Kararı ve Özelge de irdelenerek uygulamaya ışık tutacak 640 sayfalık bir kitaba dönüşmüş durumda. Danışman hoca olarak katıldığım jüride, Soydan’ın aşırı titizliği ile hazırladığı bu başarılı çalışma, ilk sunumunda oy birliği ile kabul edildi.
Kitapda vergi incelemesi, kavramsal çerçevesi ve tarihçesi ile el alındıktan sonra, vergi incelemesi hukuki nitelik ve çerçevesi (müessesenin amaç ve işlevleri, hukuki nitelendirmesi, hukuki çerçevesi, anayasal ve yasal dayanakları, sınırları) irdelenmekte, daha sonra incelemenin örgütsel ve idari yapısı ele alınarak inceleme süreci ayrıntılı olarak değerlendirilmektedir. Burada dikkat çeken başlıklar, inceleme türleri içerisinde, planlanmış ve planlanmamış incelemeler ayırımı ile inceleme yetkisinin coğrafi ve zaman bakımından sınırlarında kendini göstermektedir.
Vergi inceleme süreci ise başlanılması, yürütülmesi, arama yapılması, bitirilmesi ve tamamlanması, raporun değerlendirilmesi ve incelemenin sonuçlanması şeklinde ayrı alt başlıklar halinde özel bir bölümde irdelenmiş.
Yine kitapta devletin inceleme yetkisine, temel hak ve özgürlükler (mülkiyet hakkı, seyahat özgürlüğü, özel yaşamın gizliliği, ayrımcılık yasağı, hukuk devletinin alt ilkeleri) ve diğer anayasal haklarla çizilen sınırlar, yasal haklarla çizilen sınırlar, ve uluslararası hukuktan kaynaklanan sınırlar da ayrı ayrı irdelenmekte. Sanırım bu bölüm özellikle incelenen mükellefler açısından önemli.
Hem idare ve inceleme elemanlarına konuya ilişkin hukuki nitelendirmeler ve yorumlarıyla, hem de incelenenlere haklarını göstermesi ve hak arama yollarına işaret etmesiyle dikkat çeken kitap, pek çok yorum, açıklama ve nitelendirmelerle, mevzuatta meydana gelebilecek olası değişiklikler karşısında dahi, bu konuda bir kaynak eser oluşturabilecek nitelikte. İnceleme elemanları kadar bu alanda çalışan avukat ve mali müşavirler ve olası incelemeler karşısında mükellefler için hakları yönünden bir başucu kitabı olabilecek bu eser, dediğim gibi geçtiğimiz günlerde, XII Levha Yayınevi (0212.3430902) tarafından yayınlandı.
Bildiğiniz gibi geçen yıl çıkarılan 6552 Sayılı Torba Kanun’la Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan tüm borçlar yapılandırma kapsamına girdi. Genel olarak SGK borçları için son başvuru tarihi 2 Şubat 2015 itibariyle sona erdi. Fakat Genel Sağlık Sigortası (GSS) borçları için farklı bir tarih söz konusu. GSS borçlarında en önemli nokta,