Asgari ücret her yıl ocak ve temmuz aylarında değişmekle birlikte, bu yıl yapılacak olan değişiklik işçi ve işveren kesimlerinde ayrı bir duyarlılığa sebep olmuştur. Bunun sebebi de bundan önceki dönemlerde yapılan artışların oldukça üzerinde bir artış yapılacağının kamuoyuna açıklanmış olmasıdır.
Asgari ücret neleri etkiler? Kamuoyunda yapılan tartışmalarda genellikle işçi ücretlerinin ve işveren maliyetlerinin artması üzerinden tartışılsa da asgari ücretin değişmesi aslında sosyal güvenlik uygulamalarında birçok parametreyi değiştirmektedir. Bunlar arasında asgari ücret üzerinden yapılacak borçlanma maliyetleri ve isteğe bağlı sigorta primi ödemeleri, alt sınırdan alınan ödenek ve aylıklar, engelli aylıklarında uygulanan gelir kriteri, gelir testine esas kazanç kriteri, idari para cezaları, AGİ sayılabilir. Bu yazımızda işveren maliyetlerine etkileri üzerinde durulacaktır.
Asgari ücret ne kadar artacak? Asgari ücretin 1.300 TL olacak şekilde arttırılacağı beyan edilmiştir. Bu tutarın asgari geçim indirimi dahil olacak şekilde gerçekleşmesi halinde mevcut uygulanmakta olan asgari ücrete göre yaklaşık %30 civarında bir artışa sebep olmaktadır. Bu durumda da işveren maliyetleri, herhangi bir sigorta prim teşvikinden faydalanmayan işveren için 2.016 TL olacaktır (Tablo 1). Dolayısıyla işverenler açısından asgari ücret artışının yarattığı duyarlılık maliyetin ciddi oranda artacak olmasından kaynaklanmaktadır. Maliyetin artış sebebi yalnız işverenin kendi çalıştırdığı işçilerin ücret artışından değil, aynı zamanda alt işverenlik sözleşmelerinden de kaynaklı olacaktır. Alt işverenler gelen ek yükü sözleşme yaptıkları asıl işverenlere yansıtmak zorunda kalacaklarından bunun maliyetini de asıl işverenler yüklenmek zorunda kalacaktır.
Avrupa’da işgücü rekabeti Asgari ücret artışının işgücü maliyetini arttırmasıyla birlikte aynı zamanda uluslararası işgücü rekabeti açısından da olumsuz bir etki yaratma ihtimali bulunmaktadır. Avrupa’da yatırım çekme konusunda yarıştığımız bazı ülkelerde asgari ücretler euro bazında bakıldığında aşağıdaki tablo 2’de görülmektedir.
Tablodan da görüldüğü gibi 2015 yılı ikinci dönem itibariyle 425 Euro ücretle bu ülkeler arasında asgari ücretin en yüksek olduğu ülke Türkiye’dir.
Primden istisna tutulan ödemelere etkisi
Mevzuata göre sigorta priminden istisna tutulacak ödemeler sayılmaktadır. Bu ödemeler;
• Yemek parası günlük asgari ücretin %6’sı oranında,
• Çocuk yardımı/zammı aylık asgari ücretin %2’si tutarında,
• Aile zammı/yardımı aylık asgari ücretin %10’u tutarında,
• Özel sağlık sigortası/bireysel emeklilik sistemine işveren tarafından yapılan ve aylık asgari ücretin %30’u tutarındaki ödemelerdir.
Bu istisna tutarları asgari ücretin belli bir yüzdesi üzerinden öngörüldüğünden, asgari ücret artışıyla birlikte istisna tutarlarında da artış olacaktır.
İşveren maliyetleri düşürülmeli Asgari ücret artışı, işçi ücretinin yanı sıra birçok parametrede değişikliğe sebep olacaktır. Ancak, kamuoyunda da tartışıldığı şekilde en çok olumsuz etkisi işverenlerin işgücü maliyetlerini arttırma yönünde olacaktır. Bu artış uluslararası yatırımlarda işgücü maliyetlerinde rekabeti olumsuz etkileyeceğinden dikkate alınmalı ve etkiyi azaltmaya yönelik tedbirler düşünülmelidir.
Bu tedbirlerin, asgari ücrete kadar gelirin vergi dışı bırakılması, sigorta primi işveren payının düşürülmesi, yılın ikinci yarısında zam yapılmaması şeklinde uygulanması tartışılabilir.
Bildiğiniz gibi geçen yıl çıkarılan 6552 Sayılı Torba Kanun’la Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan tüm borçlar yapılandırma kapsamına girdi. Genel olarak SGK borçları için son başvuru tarihi 2 Şubat 2015 itibariyle sona erdi. Fakat Genel Sağlık Sigortası (GSS) borçları için farklı bir tarih söz konusu. GSS borçlarında en önemli nokta,