Ali bey, İSPARK’ta çalışıyoruz. Bize zaten çok az bir para veriyorlar, karnımızı zor doyuruyoruz. Şimdi de yeni bir uygulama başlattılar. Bize kendi el yazılarımızla istifa dilekçesi yazdırıp, altına imza attırdılar, ilerde gerekirse işleme koyacaklarmış. Bir de topladığımız otopark paralarını gerekçe gösterip 20 bin liralık senet imzalatıyorlar. Bu uygulamalara karşı ne yapabiliriz? İlerde bize işten çıkarırken dilekçeyi işleme koyarlarsa tazminatlarımızı alabilir miyiz? (İsmi saklı bir grup işçi)
Sayın okurum, kendine sağlık ve afiyet dilediğim Başbakanımız geçen konuşmasında dindar gençlikten bahsetmişti. Garipsemiştim ama şimdi sizin yazınızı okuyunca, hak vermeye başladım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki ve pazarlanabilecek hale gelmiş İSPARK’ın gece gündüz, sıcak soğuk demeden çalışanlarına literatürde BEYAZA İMZA denilen, tarihsiz istifa dilekçesi alınması tam bir hak-hukuk bilmezlik, dinden imandan uzaklıktır. Boş senet imzalatmak ise tamamen suçtur.
BORÇ SENEDİ İMZALATILIYOR
İşverenlerce ve işverenlerin kraldan çok kralcı yöneticileri tarafından, “İşe girerken tüm haklarımı aldım” yönünde imzalı boş istifa dilekçesi veya ibraname, hatta miktar ve ödeme tarih kısmı boş bırakılmış senet alındığı her zaman vakidir. Uygulamada boş matbu ve imzalı ama tarihsiz istifa dilekçeleri ile matbu imzalı ama tarihsiz ibranamelere sık rastlanmakta, çok sık olmasa da işçilerden yasal haklarına karşı kullanılmak üzere borç senedi imzalatıldığı da bir gerçektir.
İşçi bu belgeleri sırf işe girmek amacıyla ya da işten çıkarılmamak için sessiz kalıp imzalamaktadır. Yani gerçek iradesi imza yönünde olmadığı halde sırf zorda kalmamak adına veya zorda kaldığı için imzalamaktadır.
AMAÇ HAK YEMEKTİR
Bütün bu beyaza imza olayları, işçinin İş Kanunu’ndan doğan (ihbar-kıdem tazminatı, fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücreti gibi) yasal haklarından feragat edilmesini sağlamaktır. Hatta daha da ilerisi boş borç senedi imzalattırmak kendisine karşı alacak tehdidinde bulunmak için imzalatılır.
Ancak beyaza imzaların hepsi işçi yerse geçerli, yemezse geçersizdir. Yargıtay içtihatlarına göre; “Uyuşmazlık, dosya içeriğinde bulunan istifanın ve buna bağlı feshin hukuki sonuçları noktasında toplanmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde haklı neden göstermeden ve ayrıca tazminat haklarının ödeneceği beyan edilerek iş sözleşmesinin fesih edildiğini ve daha sonra tazminatının ödenmesi koşulu ile istifaname imzalattırıldığı, ayrıca da işe girişte imzalatılan senet ile icra tehdidinde bulunulduğunu ifade etmiştir. Gerçekten de davacı tarafından 09.01.2005 tarihli ihtarnamede, dava dilekçesinde belirttiği olgular tekrar edilmiş, baskı ile kendisinden imzalı istifa dilekçesi alındığı ileri sürülmüştür. Yine taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 14. maddesinde cezai şart düzenlenmiştir. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı işçiden işveren tarafından ise girişte senet alındığı ve bu senet tehdidi ile iş sözleşmesinin feshine esas alınan istifa belgesinin serbest irade ile imzalanıp imzalanmadığı olgusunun önemi ortaya çıkmaktadır...” denilerek, irade beyanının ne olduğu üzerinde durulması gerektiği mahkemelere hatırlatılmıştır.
CEZA-İ İŞLEM BAŞLATILIR
Olay Türk Ceza Kanunu’nun 117. maddesine göre de hapis ve para cezasını gerektiren bir suçtur.
Madde 117'de; "(1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.
(2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adli para cezası verilir.
(3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir” denilmektedir.
Yani işçilerden işe girerken imzalı istifa dilekçesi, ibraname ve senet alınması İş Kanunu yönünden iyi niyetli olmayan hallerden olsa da Türk Ceza Kanunu yönünden suçtur. Olay savcılıklara bildirildiğinde haklarında ceza-i işlem de başlatılacaktır.
Bildiğiniz gibi geçen yıl çıkarılan 6552 Sayılı Torba Kanun’la Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan tüm borçlar yapılandırma kapsamına girdi. Genel olarak SGK borçları için son başvuru tarihi 2 Şubat 2015 itibariyle sona erdi. Fakat Genel Sağlık Sigortası (GSS) borçları için farklı bir tarih söz konusu. GSS borçlarında en önemli nokta,