Sigorta Başlangıcından Önceki Doğumların Borçlanılmasına Yargı “He” Dedi mi? - 5 Mayıs 2015

Bu köşeden çok yazdık, kadın sigortalıların doğum borçlanması 01.10.2008 tarihinden itibaren ilk defa getirildiğinde zamanın Çalışma Bakanı "Erkeklerin askerlik borçlanması gibi kadınlarımıza da doğum borçlanması hakkı getiriyoruz" demiş ama bu sözü maatteessüf doğru çıkmamıştı. Zira erkekler sigorta başlangıçları öncesindeki doğumları borçlanabilirken kadın sigortalılar sadece sigorta başlangıçlarından sonraki doğumlarını borçlanabiliyorlar ve hala da öyle.

Bu konuda çok dava açıldı ama maalesef yasadaki lafız uygun olmadığı için tek bir dava bile kazanan olmadı. “Peki son günlerde bir yargı kararı var diyorlar o doğru değil mi? Aldatılıyor muyuz” dediğinizi duyar gibiyim. Maalesef o iddia bilerek veya bilmeyerek yapılmış bir asparagastan başka bir şey değil. Bilerek aldatıldığınızı düşünmüyorum, sadece bilgi bakımından yetersizlik sonucu yanlış bir yorumla karşı karşıyasınız demekle yetinerek olayı açıklayayım.

Emsal karar dedikleri karar borçlanmak istedikleri doğumdan önce çocuklarını doğurmadan Almanya’daki çocuk doğurma süresini, ikamet süresini veya çalışma süresini borçlanıp sigorta başlangıcı olarak bu tarihi saydıran kadınların doğum borçlanması ile ilgili bulunuyor.

Almanya’da çocuk doğurma ayrıcalığı

Bilindiği üzere Almanya’da çocuk doğuran kadınların Alman sosyal güvenlik mevzuatında çocuk yetiştirme sürelerinin de sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesine imkân sağlanmış bulunuyordu. Buna göre 1986-1991 yılları arasında kadınların Almanya’da dünyaya getirdikleri ve bakımını doğumdan itibaren 12 aylık sürede Almanya’da gerçekleştirdikleri her çocuk için bir yıl, 01.01.1992 tarihinden sonra dünyaya gelen çocuklar için izleyen 36 ayda Almanya’da bakılmışlarsa 3 yıl sigortalı hizmet süresi kazanabiliyorlar. Ha bunun için beş para ödemeleri de gerekmiyor. Bu sürelere “çocuk yetiştirme süreleri” (Kindererziehungszeiten) deniliyor.

Yurtdışı – Sigorta Başlangıcı ilişkisi

Bilindiği üzere 11.09.2014'ten önce dava açarak bu tarihten sonra ise dava açmaya gerek olmadan Türkiye ile sözleşmeli ülkelerdeki (Almanya'da dahil) sigorta başlangıçları Türkiye'den emeklilikte de başlangıç sayılıyor.

Yargı neye olur dedi?

İşte bir kadın vatandaşımız Almanya'da yaptığı doğumunu sigorta başlangıcı saydırmak için önce 2006 yılında bu süresini borçlanmış ve sonra da dava açmış, SGK'nın o dönem uyguladığı "Hakkın ama vermiyorum, git beni dava et öyle al" diyerek zorladığı o dönemde açılan bu dava da (Yargıtay 10.dairesinin Ekim-2012 ayında vermiş olduğu karar ile) elbette olumlu sonuçlanmış ve Türkiye'de hiç sigorta başlangıcı olmayan vatandaşımız bunun üzerine daha sonra dünyaya getirdiği diğer çocuklarına ilişkin doğum borçlanmalarını da  yapabilmiş.

Geçtiğimiz Eylül ayından beri ise zaten böyle bir davaya artık ihtiyaç da yok, zira artık uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul ediliyor.

Püf noktası bu sorular

İşte işin aslı bu iken “Emsal dava varmış” diye dava açacakların kendilerine ben "Çocuk doğuran kadınların direkt sigortalı sayılıp Devletçe primlerinin yatırıldığı Almanya'da çocuk doğurdum mu?" veya “Çocuklarımı doğurmadan önce Türkiye ile sözleşmeli bir ülkede çalışma sürem var mı?” diye sormaları gerekiyor. Eğer Almanya'da çocuk doğurup bakmadı ise veya doğumlarından önce Türkiye ile sözleşmeli bir ülkede çalışma süresi yok ise emsal olma imkânı bulunmadığı gibi iki sene sonra yaklaşık 2 bin TL tutarında mahkeme masrafı ödeyeceği zaman yanında bu yanlış aklı verenler olmayacağını göz ardı etmemeli. Ha yine dava açmak isteyen yine açmalı, ama bu durumu bilerek bir ilki başarmak umuduyla açmalı.

Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 2012/6620 Esas ve 2012/5622 Karar 2010/4892 Esas ve 2011/6362 Karar, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 2012/2398 Esas ve 2012/2754 Karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/10-311 Esas ve 2011/322 Kararları ve yüzlerce benzer örneği ortada iken bu akıl nereden çıkmışsa kötü niyetli olmayabileceğini, kesinlikle isabetli bir görüş olmadığını düşünüyoruz.

Bu satırların yazarını okuyanlar da, kendisine bizzat yüz yüze danışanlar da bilir, olmayacak duaya amin demeyiz, dedirtmeyiz, olacak, olması kuvvetle muhtemel davaları özellikle öneririz.  

Başvuru Mercii Hükümet

Doğum borçlanması konusunda gerek yasanın çıkış sürecinde ve gerekse daha sonra her Torba ya da Çuval Kanunların çıkış zamanlarında doğum borçlanması hakkı yönünden bir değişiklik beklentisi hep dile getirildi, iktidar sözcülüğü yapan basın başta olmak üzere bir kısım basın organında da bu konuda epey müjdeler belirtildi. Ama bunların hiçbiri gerçek çıkmadı, zira ilgili sigortalı için direkt 2-4 hatta 6 yıl erken emeklilik demek olacak bu hak özellikle de getirdiği bu hakkın çıkmaması konusunda Hükümetin ayak diremesi nedeniyle çıkmadı. Evet yasaları TBMM yapar ama mevcut Meclis aritmetiğinde Hükümetin istemediği bir kanunun çıkması da mümkün bulunmuyor. bu konuda da CHP Tekirdağ milletvekili Candan Yüceer'in yasa teklifi başta olmak üzere birçok kanun teklifi bulunuyordu ve bunların tamamı Hükümet engeline takıldı.

Dananın Kuyruğu nerede?

Yani doğum borçlanmasında çözüm yargıda değil, Hükümette. Kadın sigortalı vatandaş askerlikten sonra sigortaya başlayan erkek sigortalı gibi doğum ya da doğumlarından sonra başladığı sigortalılıktan bu borçlanmaları yaparak daha erken emekli olmak istiyor ama Hükümet de bu hakkı tam da bu isteği uygun bulmadığı için, erken emeklilik olmasın diye bilerek ve isteyerek vermiyor ve 2015 seçimleri öncesi son Torba Kanunda da bu hakkı vermemekte direnmiş bulunuyor. Dananın kuyruğu da burada, işin doğrusu da, gerisi lâf ü güzaf.

Kaynak: http://www.alitezel.com/index.php?sid=yazi&id=7644

Sosyal Medya'da Paylaş
Facebook Yorumları