MESLEĞİN ÖZÜ MUHASEBEDİR

 MESLEKLERLE UZMANLIK ALANLARI BİRBİRİNE KARIŞTIRILIYOR

TÜRMOB Genel Başkanı Ymm. Nail Sanlı, 34. TÜRKİYE MUHASEBE EĞİTİMİ SEMPOZYUMU kapanışında yaptığı değerlendirmede, mesleklerle görevlerin birbirine karıştırıldığına işa­ret etti. Sanlı, “Panel sırasında değerli konuşmacı Sayın Ferruh Tunç konuya başlarken güzel bir başlangıç yaptı. Tür­kiye’de yapılan bir araştırmadan bahset­ti. Araştırmaya göre 10 meslek sıralandı ve bunların içinde general, vali ve büyü­kelçi vardı. Biz Türk halkı olarak mes­leklerle görevleri birbirine karıştırıyoruz. Bunların hiç birisi meslek değil. Yani 10 meslek sayıldı ama bu Ferruh Beyin de hatası değil. İnsanlar böyle algılıyor. Bazen görevler meslek olarak algılanı­yor, birbirine karıştırılıyor. Neden bunu vurgulamak istedim. Biz yasal statüsü­ne çok geç ve güç kavuşan bir meslek grubuyuz. Yıllarca hiç bir unvan ve sıfatı belli olmaksızın bu meslek yapıldı. Ama mesleğin geçmişi de çok eskidir. Bu nedenle hala kimlik mücadelesi devem eden bir meslek gurubuyuz” dedi.

MESLEĞİN ÖZÜ MUHASEBEDİR

Sanlı, “Kamu oyunda bir algı yaratabil­mek için ve bu algının sonunda mes­leğin hak ettiği saygınlığı oluşturabilmek için, yasadaki unvanlarla da konuşmak istiyorum. Mesleğin özü muhasebe­dir. Ucunda isterseniz denetim, tasdik, isterseniz raporlama ne olursa olsun özü muhasebedir ve iyi bir kayıt varsa bu müteselsilen iyi gider. Kötü bir kayıt varsa, kötü gider. İşin özü muhasebe­dir ama ben mali müşavirlik mesleği olarak tanımlamak istiyorum. Yasada olduğu gibi. Mali müşavirlik mesleğini kamuoyuna tanıtabilmek için hala bu mesleğin ne olduğunu anlatmak zo­runda kalıyoruz.

Kamuoyunda doktorluk dediğiniz za­man kimse doktorluğun ne olduğunu sormuyor. Avukatlığın, mühendisliğin ne olduğunu sormuyor. Ama mali mü­şavir dediğiniz zaman o ne iş yapar diyenler çoğunlukta. Bu konuda bizim de eksiğimiz olabilir. Madem ki eğitimi yeniden yapılandırma ve yeniden şe­killendirmeyle ilgili bir sempozyumda­yız. Bu mesleği seçecek öğrencilerin de mesleği daha iyi tanımalarını sağ­lamak da bizim görevlerimizdendir” ifa­delerini kullandı.

BAĞIMSIZ DENETİM KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP

Mesleğin “gelişimi ile uzmanlaşmanın” da tıpkı uzmanlık alanı ile mesleğin birbirine karıştırıldığı gibi karıştırıldığı­nı belirten Genel Başkan Sanlı, “Dün­yada da yeni gelişmeler ve uzman­laşmalar var. Bizim mesleğimizde de gelişmeler yaşanıyor. Başta bağımsız denetim konusunda. Ancak bağımsız denetim Türkiye’de çok köklü bir geç­mişe sahiptir. Önceden buna talep yok­tu. Ama Türkiye’de bağımsız denetim yoktu diye bir şeyi kimse söyleyemez. Bağımsız denetim vardı ve çok da kök­lü bir geçmişe sahipti. Bağımsız dene­time talep olmaya başlayınca sanki yeni bir meslekmiş gibi algılandı. Ha­yır, bağımsız denetim bu mesleğin bir uzmanlık alanıdır. Bu mesleğin içinde örgütlenmesi ve olması gerekir. Başka uzmanlık alanları da vardır. Her yeni uzmanlık alanına göre mesleği bölüp parçalayıp yeni örgütlenmeler mi kura­cağız? Bunun da gündemimizde olma­sı gerekli. Eğer öyle olsaydı doktorluk mesleğinde birçok örgütlenme olurdu. Doktorluktaki kadar çok farklı uzman­lık alanı başka hiçbir meslek grubunda yok. Göz doktorları, kulak-burun-bo­ğaz doktorları, kalp doktorları ayrı ayrı örgütlenir, ayrı birlikler kurarlardı” dedi.

MESLEK MENSUPLARI KOLAY YETİŞMİYOR

Genel Başkan Sanlı, Sempozyumda bulunan akademisyenlere seslene­rek, “Yetiştirdiğiniz öğrenciler bizim için potansiyel bu mesleğe girecek kişilerdir. Bizim için çok kıymetli ve değerlidirler. Ama lisans eğitimi mec­buriyeti olan bir meslek grubuyuz ve lisans eğitiminden sonra en az lisans eğitimi kadar bir süre de mesleki eh­liyetin kazanılması için geçiriliyor. Unutulmasın ki bir tıp doktoru 6 yılda yetişiyor. Ama bir serbest muhase­beci mali müşavir ayağı hiç bir taşa çarpmazsa, her şey yolunda giderse lise eğitiminden sonra 9 yılda, bir ye­minli mali müşavir 19 yılda yetişiyor” ifadelerini kullandı.

 

Sosyal Medya'da Paylaş
Facebook Yorumları