Bugünlerde iktidar çevrelerinde kamu personel reformu yapılarak 657 sayılı Kanuna tabi memurların iş güvencesinin ayak bağı olduğu, bankamatik memurları bulunduğu gibi söylemlerle sözüm ona iş verimi ekseninde bir yapılanma ile iyi bir şey yapılmış olacağı pompalanıyor.
Peki kazın ayağı öyle mi?
Elbette değil, bu hedefin gerçekleşmesinin hukuksuz kararlarla kamu personelini elde avuçta oyuncak olması sonucunu doğuracağını düşünenlerdenim. Daha 2014 yılında atamaları hukuka aykırı bulunarak eski görev yerlerine iade edilmelerine mahkemelerce karar verilenlerin bu iade işlemlerinin iki yıl boyunca uygulanmayabileceği gibi akla zarar ve Anayasaya aykırı bir hüküm içeren yasa çıkaran da aynı irade olduğunu hatırlatırım. Yani bu kanunu çıkaran iradenin "Ben hukuksuz olduğu tespit edilen bir tasarrufumun gereğini hakkaniyet icabı yerine getirmem gerekse bile ben bunu iki yıl geciktirebilmeliyim" diye yasal düzenleme çıkaran irade olduğunu unutmayalım.
Yani kamu personelinin iş güvencesinin ortadan kaldırılmak istenmesinin amacı, eyleme suça bağlı olmaksızın memuriyetten atma işleminin haksız hukuksuz da yapılabilmesi düşüncesinin bir eserinden başka bir şeye benzemiyor.
Zira mevcut 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ne terörist faaliyetlerde bulunanların ne bunlara yardım ve yataklık edenlerin, ne işe gelmeden maaş alanların iş güvencelerini koruyan bir kanun değil. Bu faaliyetlerde bulunduğu sabit olanların memuriyetten atılmalarına engel bir hüküm ya da kurum yok.
Bugün eğer bankamatik memuru varsa bunun nedeni aralıksız 10 gün veya bir yıl içinde 20 gün özürsüz olarak göreve gelmeyen memurun atılacağını amir bulunan 657 sayılı Kanun değil, o memur veya memurlara kol kanat gerenlerdir. Bu örneklere tek tek yakından bakılırsa görülecektir ki bu tiplere kol kanat geren ya bir üst idareci veya kendi döneminden bir siyasi bulunmaktadır. Yani sorun düzenlemede değil keyfiliktedir. Çare de memuriyetten çıkarmada daha fazla sübjektif kanaate ön vererek keyfiliği köpürtmek değil, memuriyetten çıkarılmayı gerektirecek fiilleri içeren düzenlemeleri çağdaş hukuk normlarına uygun olarak net ve somut biçimde ortaya koymak ve sıkı şekilde uygulamaktır.
Aksi halde kamuyu torpilli memurlarla doldurmanın yetmediği, halihazır görevli memurlardan torpilsiz ve sahipsiz olanların başka görüşten diye memuriyetten çıkarılmalarına zemin hazırlamaktan başka bir anlama gelmeyecektir.
İstenen bu düzenleme iktidarlar değişirken kamuda tepeden tırnağa bir görev değişikliği getirebilecek, anafor oluştırabilecek bir nitelik arz etmektedir. Bu yönüyle yarın da bugünün iktidarının gönüldaşlarını vurabilecektir.
Şimdi somut olarak bakalım, bugünün 657'sinde memurun memuriyetten çıkarılma hallerine.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 98 inci maddesine göre memurun;
Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi; Memurluktan çekilmesi; İstek, yaş haddi, malûllük sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması; Ölümü;
hallerinde memurluğu sona erer.
Bunların dışında da çeşitli hak ve mükellefiyet uyuşmazlıkları sonucu memuriyetten çıkarılma söz konusu olabilmektedir.
657 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine göre "Adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde başarısız olanlarla adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları, göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir.
Aday süresi içerisinde başarısız olunması
Adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin herhangi birinde başarısız olanlar ile adaylık süresi içindeki hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları ve göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin memurlukla ilişikleri kesilir. Adaylık devresi içinde veya sonunda, bu kapsamda ilişikleri kesilenler (sağlık nedenleri hariç) 3 yıl süre ile Devlet memurluğuna alınmazlar.
Naklen Atandığı Göreve Başlamama
Başka yerdeki bir göreve atananlardan mehil süresi içinde hareket ederek belli yol süresi sonunda yeni görevlerine başlamayanlara, eski görevlerinden ayrılış ve yeni görevlerine başlayış tarihleri arasında aylık verilmemek şartı ile 10 günlük bir süre daha verilebilir. Belge ile ispatı mümkün zorlayıcı sebepler olmaksızın bu süre sonunda da yeni görevlerinde işe başlamayanlar memuriyetten çekilmiş sayılırlar.
Yabancı Memleketlere Gönderilenlerin Süresi İçinde Göreve Dönmemeleri Nedeniyle Memurluktan Çıkarılma
Bilgilerini artırmak için yabancı memlekete gönderilenler, kendilerine verilen izin süresinin bitiminde görevlerine başlamadıkları takdirde memurluktan çekilmiş sayılırlar ve bir yıl geçmeden yeniden Devlet memurluğuna dönemezler.
Aylıksız izinden süresinde dönmeme nedeniyle memurluktan çıkarılma
Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması hâlinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunludur. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır.
Aralıksız 10 Gün Süreyle Göreve Gelmeme Hali
İzin almaksızın veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı başvuru yapmış gibi değerlendirilerek çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.
125 inci Madde Fiilleri Nedeniyle Çıkarılma
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 inci maddesinde çeşitli fiillere bağlı olarak memuriyetten çıkarma halleri düzenlenmiş bulunuyor.
Buna göre
a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,
c) Siyasi partiye girmek,
d) Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
e) Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,
f) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,
h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,
ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,
j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,
k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işleme
hal ve fiilleri nedeniyle memuriyetten çıkarma cezası veriliyor.
Bu şekilde memuriyetten çıkarılanlar yeniden memuriyete de alınmıyorlar.
Atama Yapılan Göreve Süresi İçerisinde Başlamama Hali
Henüz memuriyete başlamadan da memuriyetten çıkarılmış duruma düşmek de mümkün bulunuyor. 657 sayılı Kanunun 63 üncü maddesine göre bir göreve ilk defa veya yeniden atananlardan belge ile kanıtlanması mümkün zorlayıcı sebepler olmaksızın mehil süresi içinde işe başlamayanların atanmaları iptal edilir ve bunlar bir yıl süreyle Devlet memuru olarak istihdam edilmezler. Bunların belge ile ispatı mümkün zorlayıcı sebepler nedeniyle göreve başlamama hali iki ayı aştığı takdirde atama işlemi atamaya yetkili makamlarca iptal edilir.
Bildiğiniz gibi geçen yıl çıkarılan 6552 Sayılı Torba Kanun’la Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan tüm borçlar yapılandırma kapsamına girdi. Genel olarak SGK borçları için son başvuru tarihi 2 Şubat 2015 itibariyle sona erdi. Fakat Genel Sağlık Sigortası (GSS) borçları için farklı bir tarih söz konusu. GSS borçlarında en önemli nokta,