Ülkemizde mali tatil, ki bildiğim kadarı ile dünyadaki tek mali tatildir, TÜRMOB tarafından verilen büyük mücadele sonrasında 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 1. maddesine göre “her yıl temmuz ayının birinden (Haziran ayının son gününün tatil olması halinde temmuz ayının ilk iş gününü izleyen günden) itibaren ayın yirmisine (yirmisi dahil) kadar mali tatil uygulanır”.
Yine anılan Kanuna göre son günü mali tatile rastlayan; beyanname verme süreleri, ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış tarhiyatlarda mali tatile rastlayan ödeme süreleri, devamlı bilgi verme yükümlülüklerine ilişkin süreler, muhasebe defterlerinin kayıt süreleri mali tatilin bitimini izleyen yedinci günün sonuna kadar uzamaktadır. Yine bu tatil süresi içerisinde mükelleflere defter ve belge ibraz talebinde bulunulamayacağı, mükellefler hakkında işyerinde inceleme yapılamayacağı Kanunda hükme bağlamıştır. Yine vergi tarhı veya ceza tarhına ilişkin işlemler aleyhine uzlaşma veya indirim talep etme hakkına ilişkin sürenin ve vergilendirme işlemlerine karşı dava açma süresinin sonunun mali tatile rastlaması halinde sürenin duracağı, kalan sürenin 7 günden az olması halinde 7 gün olarak uygulanması da Kanunda düzenlenmiştir.
Maliye Bakanlığı'nca hazırlanan Vergi Usul Kanunu Tasarısı Taslağı ile 5604 sayılı Kanun'un vergi ödevi ile ilgili olan ve yukarıda özetle aktardığımız hükümleri kaldırılmakta (sadece sosyal güvenlikle ilgili 2. Madde düzenlemesi yürürlükte bırakılmakta) ve söz konusu düzenlemeler Vergi Usul Kanununun içerisine aktarılmaktadır.
Bu şekilde bir düzenleme doğrudur. Vergi ödevine ilişkin süreleri yakından ilgilendiren mali tatil konusunun, ayrı bir kanunda değil de Vergi Usul Kanunu içerisinde düzenlenmesi düşüncesi, bizim de katıldığımız bir düşüncedir.
Ancak mali tatile ilişkin düzenlemeler, Taslağa aktarılırken bazı önemli değişiklikler yapılmıştır. Örneğin özel tüketim vergisine ilişkin beyannameler kapsam dışında bırakılmıştır.
Öte yandan taslakta “mali tatilin her yıl yirmi günü aşmamak üzere” uygulanacağı da şeklen ve nezaketen belirtilmiştir. Şeklen ve nezaketen diyorum çünkü taslakta mali tatilin zamanı yoktur. 5604 sayılı Kanun'un 1. maddesi de yürürlükten kalktığına göre, 3568 sayılı Kanununa göre çalışan meslek mensuplarının tatil zamanları belli değildir.
Peki sorun nasıl çözülmüştür. Konu tamamen Bakanlar Kurulu'nun takdirine bırakılmıştır. Bakanlar Kurulu meslek mensuplarına isterse tatil zamanını belirleyerek tatil yaptırır, isterse belirlemez tatil yaptırmaz. İsterse on güne kadar kısaltabilir. Ha, on gün uzatabilir de. İsterse hangi vergilerin tatilden yararlanacağını belirler. Örneğin bu yıl tatil aralıkta, sadece gelir vergisi mükellefleri için uygulanacaktır diyebilir.
Bakanlar Kurulu bunları ne zaman söyleyecektir. Bu da belli değildir. Örneğin 30 Eylül günlü mükerrer Resmi Gazetede kararname yayınlanıp bu yıl mali tatil 1 Ekim – 20 Ekim arası olacak diyebilir.
Bakanlar Kurulu'nun yetkisi taslakta şu şekilde belirlenmiş (Taslak md. 29): “Bakanlar Kurulu bir takvim yılı içerisinde hangi tarihler arasında mali tatil uygulanacağını belirlemeye, mali tatil uygulanacak yirmi günlük süreyi on günü geçmeyecek şekilde uzatmaya veya on günden az olmamak üzere kısaltmaya, mali tatil kapsamına dâhil olacak vergileri belirlemeye, beyanname verme ve ödeme süreleri ile bildirimlerin verilme usullerini ve malî tatil uygulaması nedeniyle süre verilecek iş ve işlemlerin kapsamı ile malî tatil uygulamasının usul ve esaslarını belirlemeye yetkilidir. Bakanlar Kurulu bu yetkisini bölge, il, ilçe, mahal veya iş yerleri itibarıyla farklılaştırarak kullanabilir.”
Bakanlar Kurulu'na tanınan yetkiler az görülmüş olsa ki, maddede ayrıca “Maliye Bakanlığı, malî tatil uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” hükmüne de yer verilmiştir.
Yani tatilin, uygulanma usulünü değil, esasını yürütme organı belirleyecektir.
Dava açma sürelerini ve vergi ödevine ilişkin sürelerin, Bakanlar Kurulu'na bırakılması, bence Anayasa hükümleri karşısında mümkün değildir. Hakların bizzat Kanunda düzenlenmesi ve yürütme organının etkisinin olmaması gerekir. Umarım taslakta bu konu bu şekli ile yasalaşmaz.
Neyse ben şimdiden meslek mensuplarını ve örgütlerini uyarayım, uslu durun, fazla ses çıkartmayın, Bakanlar Kurulu'nu ve tabii üyesi olan Maliye Bakanı'nı kızdırmayın, yoksa size tatil yok. Mali tatil, her an tatile çıkıverir.
Bildiğiniz gibi geçen yıl çıkarılan 6552 Sayılı Torba Kanun’la Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan tüm borçlar yapılandırma kapsamına girdi. Genel olarak SGK borçları için son başvuru tarihi 2 Şubat 2015 itibariyle sona erdi. Fakat Genel Sağlık Sigortası (GSS) borçları için farklı bir tarih söz konusu. GSS borçlarında en önemli nokta,