Hizmet Çakışmalarında Hangi Sigortalılık Esas Alınır? - 6 Kasım 2015

 

Ülkemizde çalışanların sosyal güvenlikleri üç büyük sosyal güvenlik kurumunca sağlanmış bulunmaktaydı. Bir iş sözleşmesiyle bir işverene bağlı çalışanlar SSK sigortalılığında, bağımsız çalışanlar Bağ-Kur sigortalılığında, memurlar ise Emekli Sandığı iştirakçiliğinde sayılıyordu. 2008 yılında tek çatı altında birleştiler ancak bu sigortalılıklar ayrı isimlerle aynı çatı altında devam etmektedir.

Bu ayrı çalışma ve sigortalılık koşulları aynı kişi için de söz konusu olabiliyor. Yani memur olan bir kişi istifa edip bir süre SSK'lı olarak özle sektörde çalıştıktan sonra kendi işini kurup Bağ-Kurlu olabiliyor. Ya da şirket ortağı iken başka bir işyerinde danışman olarak SSK statüsünde çalışmış olabiliyor. Veyahut memur iken limitet şirkete ortak olabiliyor. İşte bu sigortalılık çakışmalarının ne gibi sonuçlara yol açtığını zamanında bilmekte yarar bulunuyor.      

SSK-Bağ-Kur Çakışması
506 sayılı Kanunun mülga 2 nci maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacağı, 3 üncü maddesinin (I/F) bendinde ise kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlarına prim veya kesenek ödeyenlerin sigortalı sayılmayacakları”,

1479 sayılı Kanunun mülga 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendine göre “Sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, esnaf ve sanatkarlar ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olanlardan esnaf ve sanatkar sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar, kollektif şirketlerin ortakları, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları, limited şirketlerin ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, donatma iştirakleri ortakları, anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları sigortalı sayılmaları”

Gene 1479 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (II/c) fıkrasına göre, “Kanunla veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşlarına prim veya kesenek ödeyenlerle bu tür kuruluşlardan malullük veya yaşlılık aylığı ile daimi tam iş göremezlik geliri almakta olanlar, aylık veya gelir bağlanması için talepte bulunmuş olanların (dul ve yetim aylığı veya Sosyal Sigortalar Kurumundan geçici veya sürekli kısmi iş göremezlik geliri alanlar hariç) sigortalı sayılamayacakları”,

Sosyal güvenlik kurumları arasında 2829 sayılı Kanunun uygulamasından doğan işlemlere ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesiyle Bu Kurumlar Arasında Diğer İşlemlere İlişkin Protokolün “Hizmet Çakışmaları” başlıklı 10 uncu maddesinde “Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur arasındaki hizmet çakışmalarında, ilgili kanunlarda aksine bir hüküm olmadığı takdirde önce başlayan hizmetin geçtiği kurumdaki sigortalılık sona ermedikçe diğer kurumdaki sigortalılığın geçerli sayılmayacağı"
hükmü öngörülmüş bulunduğundan 01.03.2011 tarihinden önceki dönemde SSK ve Bağ-Kur sigortalılıkları çakıştığında önce başlayan sigortalılık hangisiyse kesintisiz devam ettiği sürece o sigortalılığın geçerli sayılması gerekiyor.

01.03.2011 tarihinden sonraki çakışmalarda ise 4/1-b (Bağ-Kur) - 4/1-a (SSK) sigortalılıkları çakıştığında önce sonra başlamasına bakılmaksızın 4/1-a (SSK) sigortalığı geçerli sayılır. SSK sigortalılığı durursa ertesi günü 4/1-b sigortalılığı başlatılır.  

Gelir Vergisinden Muaflık da Çakışma Kuralını Etkiliyor
01.03.2011 tarihi öncesi SSK-Bağ-Kur çakışmalarında bu kuralın bir istisnası bulunuyor. O da gelir vergisinden muaf iş yaptığı için zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılanların bu süreleri ile SSK sürelerinin çakışmasında SSK sigortalılığına üstünlük tanınması gerektiğidir.

Raporlu Günler Kesinti sayılır mı?
Tabii SSK sigortalısı iken geçici iş göremezlik ödeneği alınan süreler ile hafta sonu ve resmi tatil süreleri sigortalılığın kesintiye uğraması sigortalılıkta bir kesinti olarak kabul edilmez.

1479 sayılı Kanunu gereğince sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4/10/2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 4/10/2000 tarihinden itibaren, Bağ-Kur sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 1/10/2008 tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün 1/10/2008 tarihinden itibaren başlayacağı hususu hizmet çakışmalarında dikkate alınması gerekli bir nokta oluyor.

Memuriyet SSK ve Bağ-Kur Çakışmaları
5434 sayılı Kanuna tabi Emekli Sandığı iştirakçiliği (veya 5510 sayılı Kanun kapsamında 4/1-c sigortalılığı) ise 4/1-a (SSK) veya 4/1-b (Bağ-Kur) sigortalılıkları ile çakışması halinde geçerli sigortalılık olarak kabul edilmesi gerekiyor.

Yani bir memur aynı zamanda bir işyerinden sigortalı olarak bildirilirse 4/1-a sigortalısı olarak değil 4/1-c sigortalısı sayılacak. Keza şirket ortağı olan bir memur şirket ortağı olduğu için 4/1-b sigortalısı değil 4/1-c sigortalısı sayılacak.

Bu kural 1 Ekim 2008’den önce de 1 Ekim 2008’den sonra da aynı şekilde geçerli bulunuyor.

Kaynak: http://www.alitezel.com/index.php?sid=yazi&id=8060

Sosyal Medya'da Paylaş
Facebook Yorumları