2829 sayılı Hizmet Birleştirme Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasındaki
“Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve…” ibaresi nedeniyle, uzun müddet Emekli Sandığına tabi görevlerde çalıştıktan sonra, örneğin bir gün bile SSK, Bağ-Kur gibi başka bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışıp yaşlılık aylığına hak kazananlara, Emekli Sandığınca emekli ikramiyesi ödenmiyordu.
Yani memur istifa ettiği için değil, son defa başka bir sosyal güvenlik kurumuna prim ödediği için emekli ikramiyesinden yoksun kalıyordu.
İptaller art arda geldi 2829 sayılı Yasa’nın 12. maddesinin birinci fıkrasındaki “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 2005/40 Esas ve 2009/17 K. sayılı kararıyla 2009 yılında iptal edilmiş ancak iptalin yerine düzenleme yapılması için Hükümete 05.06.2010 tarihine kadar süre tanınmıştı.
Hükümet bu bir yıllık sürenin dolmasına yakın 2829 sayılı Yasanın iptal edilen aynı hükmünü bu defa 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 89 uncu maddesine koyarak kanunlaştırmıştı.
Bu düzenleme de Anayasa Mahkemesine götürüldü ve bu da aynı Mahkemenin 2010/81 Esas ve 2010/78 K. sayılı kararıyla iptal edildi. İptal kararı 09.07.2011‘de yürürlüğe girmişti.
İkinci iptalden sonra Hükümet bu defa ikramiyenin nasıl alınacağına ilişkin yeni bir düzenleme yaptı ve 6270 sayılı bu Kanun 26.01.2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi.
İkramiyeye yeni düzenleme Söz konusu düzenlemede farklı sosyal güvenlik kuruluşlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emeklilik, yaşlılık ya da malûllük aylığı bağlananlara, son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayrım yapılmaksızın kamuda (5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 4. maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanun’a tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda) geçen çalışmalarına karşılık emekli ikramiyesi ödenebilmesi öngörülmüştü.
İşçilerin Kıdem Tazminatı Hakkına Uyarlandı 5434 sayılı Kanunun ikramiye hakkını düzenleyen 89 uncu maddesinde 6270 sayılı Kanunla yapılan son düzenleme de Anayasa Mahkemesine götürülmüş fakat bu defa iptal edilmemişti.
Anayasa Mahkemesi bu husustaki üçüncü kez iptal istemini reddettiği 2012/33 Esas ve 2012/174 Karar sayılı kararında; "Farklı sosyal güvenlik kuruluşlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emeklilik, yaşlılık ya da malûllük aylığı bağlananlardan, kamuda geçen görevinden; - Evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde isteği ile ayrılan kadın, - Muvazzaf askerlik görevi nedeniyle isteği ile ayrılan erkek, - 8.9.1999 tarihinden önce çalışmaya başlayıp, bu tarihten sonra 15 yıl sigortalılık süresine ve 3600 prim ödeme gün sayısına sahip iken ayrılan, - 8.9.1999 tarihinden sonra çalışmaya başlayıp 25 yıl sigortalılık süresi ve 4500 prim ödeme gün sayısına sahipken veya sadece 7000 prim ödeme gün sayısına sahipken ayrılan, - Emekli, malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanarak ya da toptan ödeme yapılarak ayrılan, sigortalılara emekli ikramiyesi ödenebilmesi mümkün hâle gelmiştir" demişti.
Buna göre 6270 sayılı Kanuna kapsamında emekli ikramiyesi ödenebilmesi için halen; 8.9.1999 tarihinden sonra istifaen görevinden ayrılmış olması, İstifaen görevinden ayrıldığı tarih itibariyle 15 yıl sigortalılık süresi olması, En az 3600 gün prim ödenmiş olması koşulları aranıyor.
Esas alınacak katsayı ve gösterge Bu durumda memuriyetten ayrıldıktan sona SSK’lı ve/veya Bağ-Kur’lu olup da sonra emekli olanların memuriyetten ayrıldıkları derece ve kademe üzerinden belirlenecek göstergeleri ve emekliye ayrıldıkları tarihte geçerli memur maaş ve taban aylık katsayılarına göre hesaplanacak ikramiyelerini almaları mümkün bulunuyor. Bu durum da emeklilik tarihi eski olanlar için “Dağ fare doğurdu” yorumlarına neden oluyor. Zira enflasyonun göz ardı edilerek 25-30 yıl önceki rakamlardan hesap yapılması komik rakamlara neden oluyordu.
Sorun 6270 sayılı Yasada “Aylığın başlangıç tarihindeki katsayılar dikkate alınarak ödenir” hükmünden kaynaklanıyordu.
Nitekim 1948-1958 yılları arasındaki Emekli Sandığı iştirakçiliğinden sonra SSK’lı olarak çalışıp, bilahare SSK sigortalılığından emekli olan ve 10 yıllık bu ikramiye hakkına dava yoluyla hak kazanan H.Remzi Polge adlı vatandaşın 2013/2166 başvuru numaralı bu müracaatını reddetmiş bulunuyor.
İdare Mahkemesi nezdinde açtığı davada ikramiyeye hak kazanan ancak emeklilik tarihi çok eski olduğu için kuruşlarla ifade edecek kadar düşük ikramiye alabilen Polge ödeme tarihindeki katsayılardan hak kazanamayınca Anayasa Mahkemesine başvuruyor.
Başvurucu ikramiyesini ödeme tarihindeki katsayılardan değil de emekli aylığı bağlandığı tarihteki katsayılar dikkate alınarak hesaplanmasının Anayasal taahhüt altındaki mülkiyet hakkının ihlâli olduğu iddiasıyla müracaat ediyor. Yüksek Mahkeme ise 25.06.2015 tarihli oturumunda bu başvuruya istinaden emekli ikramiyesinin ödeme tarihindeki katsayılar üzerinden ödenmesinin kanun hükümleri ile desteklenmediği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geçmişe dönük olarak hak doğurucu bir etkiye sahip olmadığını vurgulayarak reddetmiş bulunuyor.
Yani 1970'li, 1980'li veya 1990'lı yıllarda emekli olanların kamuda geçen sürelerine ait talep edecekleri ve dava da açarak kazanacakları ikramiyeler komik düzeyde olmaya devam edecek gözüküyor.
Çözüm ne olmalı? Konuyu çözecek tek hareket ise TBMM'yi işletip 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde değişiklik yaparak "İkinci fıkra uyarınca ödenecek emekli ikramiyesi, bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına giren görevlerde geçen her tam fiili hizmet yılı ile sınırlı olarak bu görevlerden ayrıldıkları tarihteki emeklilik keseneğine esas aylık tutarı üzerinden ve aylığın başlangıç tarihindeki katsayılar dikkate alınarak ödenir" fıkrasındaki "aylığın başlangıç tarihindeki katsayılar" ibaresinin "ikramiye başvurusu tarihindeki katsayılar" ibaresiyle değiştirmek olacaktır.
Bildiğiniz gibi geçen yıl çıkarılan 6552 Sayılı Torba Kanun’la Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan tüm borçlar yapılandırma kapsamına girdi. Genel olarak SGK borçları için son başvuru tarihi 2 Şubat 2015 itibariyle sona erdi. Fakat Genel Sağlık Sigortası (GSS) borçları için farklı bir tarih söz konusu. GSS borçlarında en önemli nokta,